اذا ب علينا أن ب ا أك من شخص آخر

Benzer belgeler
Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

Altın takmanın erkeklere haram kılınmasındaki hikmet nedir?

GIDA DEPOSUNDA ÇALIŞAN VE DOMUZ ETİNİ TIRLARA TAŞIMASI İSTENEBİLEN KİMSENİN HÜKMÜ

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Zilhicce ayının günlerinde getirilen mutlak ve mukayyed tekbir ا كب ا طلق وا قيد أيام ذي ا جة. Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi?

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Terceme : Muhammed Şahin

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

MUSKA VE NAZARLIK TAKMANIN HÜKMÜ

MÜSLÜMANLAR İÇİN. Muhammed Salih el-muneccid. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

ORUCA BAŞLAMADA ASTRONOMİK HESABA MI GÜVENİLMELİ YOKSA HİLALİ GÖRMEK Mİ GEREKİR? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

Muhammed Salih el-muneccid

مk و يف تكون صلاة ا سافر وصومه

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

كيف سيكون حساب ال فر الا خرة

Haccın mikat yerleri

Her elini uzatana (isteyene) zekât verilir mi?

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Ö zürsüz oruç tutmayan kimseye kaza gerekir mi? Muhammed b. Salih el-useymîn

Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn

Ramazan'ın gündüzünde oruç tutmayanlara ve kâfirlere yemek satmanın hükmü

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

Hâmile kadın için haccın hükmü

تقلقه الوساوس اخلطرات و ر د أن شع ف صلاته. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Arafat'ta vakfenin vakti

Haccı mı edâ etmesi yoksa oğlunu mu evlendirmesi gerekir?

FÂİZLE ALIŞ-VERİŞ YAPMAK VE BUNUN VAHİM SONUÇLARI

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum gününün müslümanlar için önemi

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Ehl-i Sünnet ve l-cemaat in akîde ve diğer dîni konulardaki esasları

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

İSLÂM AKÎDESİ العقيدة الا سلامية. ] تر [ Türkçe Turkish. Salih b. Fevzân el-fevzân. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid

RECEP AYINDA ORUÇ TUTMANIN HÜKMÜ

Abdestte başın bir kısmını mesh etmek yeterli midir? Muhammed b. Salih el-useymîn

Muhammed Salih el-muneccid

HACCIN ÖMÜRDE BİR DEFA FARZ KILINMASININ HİKMETİ

Abdestte başı mesh etmenin şekli

Kadir gecesi, her yıl belirli bir gece ile sâbit midir?

Bayramları münâsebetiyle kâfirleri kutlamanın hükmü

KÂFİRLERİN BAYRAMLARINA KATILMANIN HÜKMÜ

İHLAS VE NİYET. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Tuvâlet ihtiyacını giderirken önünü veya arkasını kıbleye dönmenin hükmü nedir?

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü. Muhammed Salih el-useymîn

Terceme : Muhammed Şahin. Mevlid-i Nebevî'yi kutlamayı müstehap olarak görenlere reddiye. Muhammed Salih el-muneccid. Tetkik : Ali Rıza Şahin

Muhammed Salih el-muneccid

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

هل الا نبياء متساوون. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Terceme : Muhammed Şahin

Abdestte başı mesh etmenin şekli

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

الا ح م ا تعلقة بصيام ست شوال

Muhammed Salih el-muneccid

Şiddetli soğuk günlerde cünüplükten arınmak için teyemmüm almanın hükmü. Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

Arefe günü ile ilgili meseleler ve hükümleri مساي ل وأح م تتعلق بيوم عرفة. Bir Grup Âlim

KELİME-İ ŞEHÂDETİN KABULÜNÜN ŞARTLARI

DİLİN TEHLİKESİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

HACDA KADINLARLA İLGİLİ HÜKÜMLER

Kâfirleri, bayramlarında kutlamanın hükmü تهني ة نلصارى ف أعيادهم. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

İNSANLARIN RAMAZAN HİLÂLİNİ GÖRMELERİ GEREKİR Mİ?

KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ

ŞABAN'IN 30. GECESİ HİLAL GÖRÜLMEDİĞİ ZAMAN (NE YAPILIR?)

PEYGAMBERLERE ÎMÂNIN HAKİKATİ. Hâfız el-hakemî

Münker ve Nekir'in vasfı konusundaki sahih hadisler

şeyh Muhammed b. Salih el-useymin

Terceme : Muhammed Şahin

كيفية الوقاية من الع. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

الاش اط عند الا حرام للحج والعمرة

وجوب معرفة العقيدة الا سلامية

TEVBE ETMİŞ BİRİSİNİN KISSASI

Yeni yılını kutladıkları zaman kâfirlere cevap vermeli midir?

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Cenaze namazının kılınışı

İki secde arasında otururken ellerin durumu nasıl olmalıdır?

Bid'at münasebetlerde verilen ödüllerin hükmü

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

RAMAZAN AYININ GİRMESİ MÜNASEBETİYLE BİR ÖĞÜT نصيحة بمناسبة دخول شهر رمضان. Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

TEVBENİN GEREKLİLİĞİ VE FAZÎLETİ

هل ي ص ي ب الرجل بالع زوجته جلميلة. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

أخوف آية ف القرآن العظيم. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Yâ Muhammed! diye nidâ etmenin hükmü

Havanın soğuk olması sebebiyle namazları birleştirmenin hükmü

Transkript:

PEYGAMBER -SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM-'İ NİÇİN BAŞKASINDAN DAHA ÇOK SEVMEMİZ GEREKİR? اذا ب علينا أن ب ا أك من شخص آخر ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 00-43

اذا ب علينا أن ب ا أك من شخص آخر» باللغة ال ية «مد صالح ا نجد تر ة: مد مسلم شاه مراجعة: ع رضا شاه 00-43

Soru: Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i niçin başka birisinden daha çok sevmemiz, ona itaat etmemiz, ona uymamız ve ona saygılı olmamız gerekir? Cevap: Hamd, yalnızca Allah'adır.. Allah Teâlâ, Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i sevmeyi bize farz kılmıştır. Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur: S R Q P O N M L K J I H G [ ] سورة ا اي دة الا ية: [ ٩٢ Z U T "(Ey müslümanlar!) Allah a itaat edin, Rasule itaat edin ve (Allah'a karşı gelmekten) sakının! Eğer (O'na itaattten) yüz çevirirseniz, bilin ki Rasûlümüzün görevi, ancak apaçık duyurmaktır (tebliğdir).". Allah Teâlâ, Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e itaati, kendisine itaat olarak kabul etmiştir. Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur: Z. -, + * ) ( '& % $ # "! [ ] سورة النساء الا ية: [ ٨٠ "Kim, Rasûl e itaat ederse, Allah a itaat etmiş olur. Kim de (Allah'a ve Rasûlüne itaat etmekten) yüz çevirirse,(bilmelisin ki ey Peygamber!) Biz, seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermedik." Mâide Sûresi: 9. Nisâ Sûresi: 80. 3

3. Allah Teâlâ, Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e itaatten yüz çevirmeyi şiddetle yasaklamış ve ona itaatten yüz çevirdiği takdirde müslümanın başına şirk fitnesinin gelebileceğini haber vermiştir. Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur: W V U TS R Q P O N M L[ e d c b a ` _ ^ ] \[ Z Y X ] سورة ا ورالا ية: [ ٦٣ Z i h g f "(Ey mü'minler!) Rasûlullah'ı, kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi, (ey Muhammed! diye) çağırmayın. (Onu, ey Allah'ın peygamberi! Ey Allah'ın elçisi! diyerek şereflendirin). İçinizden, birini siper edinerek sıvışıp gidenleri Allah mutlaka bilmektedir.bu sebeple O'nun (Rasûlullah ın) emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belânın gelmesinden veya âhirette acıklı bir azâba uğratılmalarından sakınsınlar." 4. Allah Teâlâ, Peygamberi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e verdiği peygamberlik makamına, mü'minlerin, ihtiram etmemelerini ve ona saygılı davranmalarını gerektirdiğini haber vermiştir. Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur: µ ³ ² ± «[ ] سورة الفتح الا ية: ٨ ٩ [ Z» º ¹ "(Ey Peygamber!) Muhakkak ki biz seni, (ümmetine gönderdiğimiz şeyi açıklaman için) bir şâhit, (sana itaat edeni cennetle müjdeleyen) bir müjdeleyici ve (sana karşı geleni dünya ve âhiretteki azap ile uyaran) uyarıcı olarak gönderdik ki Allah a ve Rasûlüne îmân edesiniz, O'nun (Allah'ın) dînine yardım edesiniz, ona (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e) saygı gösteresiniz ve Allah ı da sabah-akşam tesbih edesiniz." Nûr Sûresi: 63. Fetih Sûresi: 8-9. 4

5. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i gereği gibi sevmedikçe, müslümanın îmânı tamam olmaz. Hatta müslümanın, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-i, babasından, evlâdından, nefsinden ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe, îmânı tam olmaz. Nitekim Enes b. Mâlik'ten rivâyet olunduğuna göre, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur: وا اس وو ه وا ه إ ه من (( لا يو من أحدكم حk أكون أحب أ ع.)) ] رواه ا خاري ومسلم [ "Ben, birinize babasından, evlâdından ve bütün insanlardan daha sevimli olmadıkça (tam anlamıyla) îmân etmiş sayılmaz." قن ا (( قبد االله هشام قال : كنا مع وهو آخذ نيد قمر بن رسول nء إلا بن ا طاب فقال قمر : يا االله! لا نت أحب إ من من ا إ ك من وا ي غفn نيده حk أكون أحب غفn فقال لا: و ا غفسك فقال قمر : فا نه الا ن االله لا نت أحب إ من غفn فقال قمر : الا ن يا.)) ] رواه ا خاري [ Abdullah b. Hişâm'dan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir: "Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Ömer b. Hattab'ın elinden tuttuğu bir sırada biz de onunla birlikteydik. Ömer ona dedi ki: -Ey Allahın elçisi! Yemîn ederim ki sen bana, - nefsim dışında- her şeyden daha sevimlisin! Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki: -Hayır! Nefsim elinde olan Allah'a yemîn ederim ki, ben, sana nefsinden daha sevimli olmadıkça tam îmân etmiş olmazsın. Buhârî, hadis no: 5, Müslim, hadis no: 44. 5

Bunun üzerine Ömer ona: -Allah'a yemîn ederim ki şimdi sen bana her şeyden daha sevimlisin, deyince, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-: -İşte şimdi oldu, ey Ömer! buyurdu." Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir: "Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i herkesten daha çok sevmenin ve ona saygı göstermenin farz oluşunun sebebine gelince, zirâ dünya ve âhiretteki hayır ve iyiliğin en büyüğü; Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e îmân edip ona ittibâ etmedikçe bu bize nasip olmaz. (Her türlü iyilik, bize, ancak onun elinden nasip olur.) Bunun sebebi ise; hiç kimse, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e îmân etmeden, onu sevmeden, ona dostluk beslemeden ve ona ittibâ etmeden, Allah Teâlâ'nın azabından kurtulması ve O'nun rahmetine kavuşması mümkün değildir. Allah Teâlâ, bu kimseyi, onun vesilesiyle dünya ve âhiret azabından kurtarır. İnsanı, dünya ve âhiret iyiliğine ulaştıran Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'dir. Bu sebeple nimetlerin en büyüğü ve en faydalısı, îmân nimetidir.bu nimet ise, ancak onun vesilesiyle olur. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- herkese, kendi nefsinden ve malından daha faydalıdır.çünkü Allah Teâlâ, onun vesilesiyle insanları küfür ve şirk karanlıklarından îmân nûruna çıkarır.bunun için ondan başka bir yol yoktur. Kişinin kendi nefsine ve malına gelince, kendisini Allah Teâlâ'nın azabından hiçbir şey kurtaramaz." Bazı âlimler de bu konuda şöyle demişlerdir: "Kul, Allah Teâlâ'nın kendisini küfrün karanlıklarından îmân nûruna Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- vesilesiyle çıkararak, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellemtarafından kendisi için hâsıl olan faydayı iyice düşündüğü zaman, kendisinin sürekli olan cennet nimetlerinde ebedî olarak kalacak oluşunun sebebini anlamış olur. Yine, kendisinin yararlanacağı bu faydanın bütün dünyevî faydalardan daha büyük olduğunu anlamış olur. Bu sebeple Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'i sevmesinden dolayı o,başkasından daha fazla pay olmaya hak kazanmış olur. Fakat insanlar, bunu düşünmeleri ve bundan habersiz olmaları sebebiyle bu muhabbet konusunda farklıdırlar. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gerçek anlamda îmân eden hiç kimsenin vicdanında Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in muhabbeti eksik olmaz. (Çünkü bu O'na îmânın gereğidir). Ancak insanlar ona muhabbet konusunda birbirlerinden farklı konumdadırlar. Kimisi, bu mertebeden daha çok, kimisi de -çoğu zaman şehevî duyguları kendisine sevimli gelen ve Buhârî, hadis no: 657. Mecmû'u'l-Fetâvâ, cilt: 7, sayfa: 46. 6

gaflete dalan kimse gibi- daha az nasip alır.fakat pek çok kimse, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in adı anıldığı zaman onu görmeye özlem duyar, onu kendi âilesine, çocuklarına, malına ve babasına tercih eder, onlardan üstün tutar.ancak bu durum, gafletlerin birbiri ardınca gelmesi sebebiyle hızla kaybolur gider.bu durumu Allah'a havâle ederiz." Nitekim Allah Teâlâ'nın şu sözü bu anlama işâret etmiştir: ³ ² ± «ª [  Á À ¾ ½ ¼» º ¹ µ ] سورة الا حزاب الا ية: [ ٦ Z Ê É È Ç Æ Å Äà "Peygamber, müminlere kendi nefislerinden daha yakındır.onun eşleri de onların (mü'minlerin) anneleri (gibi)dir. (Bu sebeple Peygamberden sonra onlarla evlenmek haramdır). Akraba olanlar, miras bakımından Allah ın kitabında, birbirlerine diğer müminlerden ve muhâcirlerden daha yakındırlar. Ancak (ey müslümanlar! Vârislerin dışındaki) dostlarınıza bir iyilik yaparsanız, bu kitapta (Levh-i Mahfuz'da) yazılmış ve takdir edilmiştir." Müfessir İbn-i Kesir -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir: "Allah Teâlâ, elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ümmetine olan şefkâtini ve onlara olan nasihatını bildiğinden dolayı, onu, mü'minlere nefislerinden daha yakın ve onun hükmünü onların tercihlerine üstün kılmıştır." 3 Değerli âlim Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî de -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir: "Allah Teâlâ, o hâle göre hareket etsinler diye, elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i tanıyacakları hâlini ve mertebesini mü'minlere haber vermektedir. Nitekim şöyle buyurmuştur: ] سورة الا حزاب من الا ية: [ ٦ Z «ª [ Fethu'l-Bârî, cilt:, sayfa: 59. Ahzâb Sûresi: 6. 3 İbn-i Kesir Tefsiri, cilt: 6, sayfa: 380. 7

"Peygamber, müminlere kendi nefislerinden daha yakındır." İnsana daha yakındır ve nefsinin sahip olduğu şeye daha hak sahibidir.dolayısıyla Rasûl, ona, kendi nefsinden daha hak sahibidir.çünkü Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- onlara nasihat, şefkât ve acımak için bütün gücünü harcamıştır. Ondan daha rahmetli ve daha acıyan hiçbir yaratılmış yoktur. Bu sebeple Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yaratılmışlar içerisinde herkesten daha büyük bir minnete sahiptir.çünkü yaratılmışlara bir zerre ağırlığınca iyilik ulaşmış ve bir zerre ağırlığınca onlardan şerri uzaklaştırmışsa, bu ancak onun ellerinden ve onun sebebiyle olmuştur. Bunun içindir ki bir kimsenin nefsinin veya insanlardan birisinin isteği ile Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in isteği çakışırsa, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in isteğini öne alması ve kim olursa olsun, hiç kimsenin sözünü, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sözüne karşı koymaması ve ona itiraz etmemesi gerekir. Mü'minlerin canlarını, mallarını ve çocuklarını, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e fedâ etmeleri, onun sevgisini, bütün yaratılmışların sevgisine tercih etmeleri ve onu üstün tutmaları, o bir konuda bir şey söylemeden, hiçbir şey söylememeleri ve onun huzurunda öne geçmemeleri gerekir." Kısacası ilim ehlinin zikrettiği şey; Allah'ın gazabı ile cehennem ateşi, kulu korkutan en büyük unsurdur. Bundan kurtuluş, ancak Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in eliyledir. Allah'ın rızâsı ile cenneti, kulun en büyük gâyesidir. Allah'ın rızâsı ile cennetini kazanmak ise ancak Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in eliyledir. Allah Teâlâ'nın gazabı ile cehennem ateşine işâret eden şey, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şu hadisidir: Câbir b. Abdullah'tan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: فقعن فيها والفراش نارا فجعل ا نادب أوقد رجل ومثلكم كمثل ((مث جز م عن ا ار وأغتم يفلتون من يدي وهو يذنهن قنها وأنا آخذ ((. ] رواه مسلم [ "Benim misâlim ile sizin misâliniz, büyük bir ateş yakan kimsenin misâli gibidir. (Ateş etrafı aydınlatınca,) çekirgeler ve kelebekler, ateşe düşmeye başlayınca o kimse, bu hayvanların ateşe düşmelerine engel olmaya çalışıyor, ben sizin kuşağınızdan tutmuş ateşe düşmenize engel olmaya çalışıyorum. Siz ise, elimden kurtulup kendinizi ateşin içine atıyorsunuz." Ahzâb Sûresi: 6. Müslim, hadis no: 85. 8

Buhârî'nin Ebu Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet ettiği hadis ise buna yakındır. Müslim'in diğer rivâyetinde ise, şöyle buyurmuştur: الفراش أضاءت ما حولها جعل (( مث كمثل رجل استوقد نارا فلما فقعن فيها ويغلبن جزهن فيتقحمن ه وجعل ا واب ال ا ار وهذه هلم عن جز م عن ا ار ا ار فيها قال : فذلكم مث ومثلكم أنا آخذ هلم عن ا ار فتغلبو يقحمون فيها.)) ] رواه مسلم [ "Benim misalim, büyük bir ateş yakan kimsenin misali gibidir. Ateş etrafı aydınlatınca, kelebek ve ateşe düşen şu hayvanlar, ateşe düşmeye başlayınca o kimse, hayvanların ateşe düşmelerine engel olmaya çalışırken, hayvanlar ona üstün gelip şiddetle ateşe düşerler. İşte bu, benimle sizin misaliniz gibidir. Ben sizin kuşağınızdan tutmuş ateşe düşmenize engel olmaya çalışıyor ve ateşten uzaklaşın, ateşten uzaklaşın, diyorum, siz ise, bana üstün gelerek kendinizi ateşin içine atıyorsunuz." İmam Buhârî, Ebu Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- buna yakın bir hadis rivâyet etmiştir. "Hadisten kastedilen şey; Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-, bilmeyenleri ve emrine aykırı hareket ederek günah işleyenler ve şehevî duygularına itaat edenleri, âhiret ateşine düşmelerini, kelebeklerin dünya ateşine düşmelerine benzetmiştir. Kendisi onlara engel olmaya çalışmasına ve engel olunması gereken yerlerde onları tutmasına rağmen, onların bu ateşe düşmeye gayret ettiklerini belirtmiştir. Kendi hevâsına uyması, iyi ile kötüyü birbirinden ayırt edememesi ve bilgisizliği sebebiyle her iki tâife de kendisini helâk eden şeylere yönelmekte gayretlidirler." 3 Allah Teâlâ'nın rızâsı ile cennetine işâret eden şey ise, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şu hadisidir: Ebu Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber - sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: Müslim, hadis no: 435. Hadis no: 347 3 İmam Nevevî; Müslim'in Şerhi. 9

ا نة إلا رسول ومن يا (( أم يدخلون من أ قالوا يا االله! ا نة ومن عصاk فقد أ ((. ] رواه ا خاري [ : من أطاع دخل "Emir ve yasaklarımı kabul etmeyip onlardan yüz çevirenlerden başka, ümmetimin hepsi cennete girecektir. Sahâbe: -Ey Allah ın elçisi! Emir ve yasaklarını kabul etmeyen kim olabilir? dediler. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki: -Bana itaat eden cennete girer, emir ve yasaklarımı kabul etmeyip bana isyan eden de benden yüz çevirmiş demektir." Muvaffakiyet, Allah Teâlâ'dandır. قال Buhârî, hadis no: 780. 0